Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğuna vurgu yapan İMO Gaziantep Şube Başkanı Güçyetmez, deprem olmadan bile yıkılan yapılar olduğuna dikkat çekti. Başkan Güçyetmez, "Konya'da maalesef bir bina olduğu yerde çöktü. Acilen hareket geçmemiz gerekirken, mevcut yapı stoklarının durumunu görmeyerek, sorumluluktan kaçarak, üstünü örterek bir müddet sadece gerçeklerle yüzleşmeyi erteleyebilirsiniz" ifadelerini kullandı.
Güçyetmez’den Denetim Çağrısı
Denetimlerin yapılarak mevzuatta uygun yapıların yapılması gerektiğini belirten Başkan Güçyetmez, "Ülkemiz, son 24 yılda yıkıcılığı çok yüksek olan başta 17 Ağustos 1999 Gölcük Depremi olmak üzere, 12 Kasım 1999 Düzce Depremi, 1 Mayıs 2003 Bingöl Depremi, 23 Ekim-9 Kasım 2011 Van Depremleri, 24 Ocak 2020 Elazığ Sivrice Depremi, 30 Ekim 2020 İzmir Depremi ve son olarak en ağır yıkımı yaşadığımız 6 Şubat 2023 Maraş Depremlerini yaşamıştır. 1999 depreminde yaşanan büyük yıkım sonrasında ise yapının denetim ve uygulamadaki yetersizlikler kanun koyucular tarafından da kabul edilerek mevzuatta büyük değişikliklere gidilmiştir. 2007 ve 2018 tarihlerinde deprem yönetmelikleri yayımlanmış bu süreçte bina yapımına ilişkin olarak TSE şartnamelerinde de değişiklikler yapılmıştır. 2001 yılında 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun, 2012 yılında Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun yürürlüğe alınarak, 3194 sayılı İmar Kanunu’nda da yapı üretim sürecine ilişkin yeni düzenlemelere gidilmiştir. Yapıya ilişkin başta ruhsat verme süreçleri dahil olmak üzere ve 3194 sayılı İmar Kanun, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ve 5393 sayılı Belediye Kanunu ile tarafınıza afet tehlikesine karşı yapı güvenliğini artırıcı tedbirlerin alınması, yapılarda gerekli denetimlerin yapılarak mevzuatta uygun ve güvenli yapılaşmanın sağlanması görevi vermiştir." dedi.
Yapılarda Düzenli Kontrol
Güçyetmez, depremlerin felakete dönüşmemesi için yapılması gerekenlerle ilgili, "Yapılarda kullanım ömrü boyunca değişen ihtiyaç ve beklentiler nedeniyle yapılan tadilatların etkileri de dikkate alındığında binaların düzenli aralıklarla kontrol edilmesi gerektiği açıktır. Başta Anayasa olmak üzere mevcut mevzuat gereği; afet riskine karşı tedbir almak; riskli yapıları tespit etmek ; riskli yapıların risk durumuna göre güçlendirilmesini ya da yıkımını sağlamak; güvenli ve sağlıklı yaşama çevreleri teşkil etmek; imar mevzuatına, plan projelerine aykırı yapıları tespit etmek ve bu konuda gerekli önlemleri almak devletin asli görev ve sorumluğudur. Son olarak 3 Aralık 2024 tarihli Anayasa Mahkemesince verilen kararla da bu husus ayrıca vurgulanarak devletin yurttaşların yaşam hakkını koruma ve denetim sorumluluğu hatırlatılmıştır. Kamusal sorumluluğumuz gereği Belediyelerin sınırları içerisinde yer alan ve mevcut haliyle veya öngörülen bir afet tehlikesi karşısında can ve mal güvenliğini tehdit edebilecek yapıların tespiti için gerekli olan yapı stoku envanterinin ivedilikle çıkarılarak, yapıların performansının değerlendirilmesi ile riskli olan yapılarda gerekli güvenlik iyileştirilmesinin yapılmasının sağlanması , yapıların kullanımı boyunca düzenli kontrolden geçirilmesinin sağlanması hususunda ivedilikle gereğinin yapılmasının aciliyetini tekrarlıyoruz." şeklinde konuştu.
Kaynak: KentHaber27.com
HABER KAYNAĞI : AIGF